Bilişsel Davranışçı Terapi – M. Hakan Türkçapar

Konu Başlıkları

Bilişsel Davranışçı Terapiyi anlatan en iyi cümlelerden biri şudur: “Olayları olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görürüz”. İnsan kendini değerlendirirken eğer kendisini sağlıklı değerlendirebileceği sağlıklı düşüncelere sahip değilse subjektif bir yanılgıya düşebilir. Örneğin nabız yüksek iken yapılan tartışmaların sonradan pişmanlığa yol açan davranışlara yol açması gibi.

 Öfke, değersizlik, terk edilmişlik hislerinin yoğunluğunda insanların düşünce biçimi de bu durumdan ve duygulardan hayli ölçüde etkilenir. Çin atasözünün dediği gibi: “Mutluyken söz verme, kızgınken cevap verme, üzgünken ise karar verme.”. Duygu yoğunluğunun olduğu anlarda beynin daha farklı kısımlarının çalıştığı, daha dürtüsel davranışlar sergilediğimize dair birçok çalışma vardır. Diğer terapi türleri genelde ya geçmiş yaşantı, travmalar veya daha lokalize, sınırlı alanlarda çalışırken Bilişsel-Davranışçı Terapi odağına şimdiyi alır. Özne olarak ise kişinin düşüncelerini, davranışlarını ve duygularını değerlendirmeyi esas alır. Aslında kitabın genelinde de daha teknik bir dille anlatıldığı gibi duygularımız bir çıktı gibidir. Daha detaylı olarak bunu ABC modeli şeklinde şematize ederek terapi sürecini açıklar. 

Örnek amaçlı ABC modeli aşağıdadır.

A: Olay: Durakta beklerken otobüsün yolcu almadan geçmesi

B:Düşünce: Geç kalacağım, sorun yaşayacağım bu yüzden

C:Tepki: Terlemeye başlama, panik davranışlar sergileme, otobüsü şikayet etme

“ Önce bir olayı veya durumu tehlikeli, kötü olarak yorumladığımızda korku, öfke, üzüntü, gerginlik gibi duygular yaşarız ve duygularımızla uyumlu davranışlar sergileriz, bağırmak, ağlamak ve gitmek gibi.” Gündelik hayatta ve modern yaşamın temposu içinde insanların davranışları gittikçe motor davranış haline gelir. Oldukça mekanikleşirler. Bu yüzden zaman içinde duyguları ve düşünceleri ile davranışları arasındaki makas açılmaya başlar ve birbirinden uzaklaşır. Bu durumda ise kökenini duygulardan alan davranışlar ve olayları algılayış biçimimizden dolayı verdiğimiz tepkileri anlamamaya başlarız. Gittikçe birey kendine yabancılaşmaya başlar. Doğu toplumları genelde sembolik iletişimi kullanan muhafazakar toplumlar olduğu için özellikle ülkemizde insanlar duygularını ifade etmekte güçlük çeker. İnsanlara nasıl hissediyorsun diye soru sorulduğunda mekanik bir şekilde iyiyim, iyi gidiyor şeklinde aslında başka bir sorunun cevabını verirler. Bilişsel Davranışçı Yaklaşım bir anlamda kişinin düşünce, duygu ve tepki haritasını çıkarır. Kişiye bu manada büyük bir iç görü kazandırır. Kişi kendisinin terapisti olabilir mi sorusunun cevabını verir. Terapi süreçlerinin bitmesinden sonra da kişinin karşılaşacağı zorluklarda, yaşayacağı depresif, kaygılı ve diğer durumlarda başa çıkabilmesi, stabilitesini koruması için birçok davranış kazandırır. Bunu bir bilgelik durağı şeklinde görebiliriz. Bilişsel Davranışçı Terapist güvenli bir şekilde kişiye rehberlik eder, kimi zaman sürece yoğun müdahalelerde bulunurken kimi zaman inisiyatifi danışana/hastaya bırakır ve o sorun çözme becerisini, kendini, düşünce ve duygularını, tepkilerinin altındaki mekanizmaları görme fırsatını ve farkındalığını, bilincini kazandırmayı hedefler. 

Kitap normalde ruh sağlığı alanındaki profesyonellere hitap eden bir kitap olsa da genel anlamda farkındalığı yükseltmesi açısından hem profesyonellere hem de Bilişsel Davranışçı Terapi alanına ilgi duyan okuyuculara tavsiye ettiğim çok verimli bir eserdir. 

WhatsApp Mesajı
1
Psikolog D. Kenan Akyol
Merhaba, psikolojik danışmanlık bilgi ve randevu talepleriniz için Whatsapp üzerinden mesaj bırakmanız yeterlidir. En kısa sürede size dönüş yapılacaktır.