Schadenfreude: İktidarsızın İntikamı

Konu Başlıkları

Başkasının Acısından Duyulan Hazzın Adı: “Schadenfreude”

Size sorunlarını, mutsuz evliliğini / ilişkisini anlatan, dertleşen arkadaşınızı dinlerken içinizden istemsiz bir sevinç duyduğunuz oldu mu? Bu sevinç ve haz alma duygusunu hissederken kendinize kızdığınız bu duygu için kendinize “böyle hissetmek çok ayıp, bunu hissettiğim için utanmalıyım” dediğiniz oldu mu? Daha farklı şekillerde hazzetmediğiniz kişiyle ilgili istemsiz felaket / rezil olma / aşağılanma senaryolarının film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçtiği oldu mu?  Evet diyorsanız eğer, yaşadığınız duygunun adı: Schadenfreude‘dir ve başkasının talihsizliğinden / acısından duyulan sevinç anlamına gelir.

İşten kovulan bir arkadaşınızı dinlerken, bir yakınınızın ölüm ya da trafik kazası haberini duyarken de böyle hisler oluşabilir. Peki bu duyguyu yaşarken aynı anda gelen utanç ve suçluluk duygusuna ne demeli? İnsanın iki farklı yanını gördüğü nadir anlardan biridir Schadenfreude

Bu duyguyu her an yakalayamaz insan, yağmurun habercisi kara bulutlar gibi bu duygunun da ayak sesleri yakınınızdaki bir insanın mutsuz / kötü şeyler yaşadığı anlarda gelir. Derinden gelen bir haz dalgasını kişi durdurmakta zorlanır. Kimi zaman kavga eden insanları izlemek için sabırsızca bütün işi gücü bırakıp kavga eden insanları izlerken, kimi zaman öfkelendiğiniz ama öfkenizi (işinizi kaybetme korkusundan dolayı) gösteremeyeceğiniz durumlarda (patronunuza eşi tarafından boşanma davası açıldığını duyduğunuzda) da yaşayabilirsiniz bu duyguyu.

Eduardo Zamacois y Zabala’nın Manastıra Dönüş adlı tablosu , 1868. Keşişlerin, keşiş arkadaşları tek başına eşekle cebelleşirken kendileri ise bu durumu izleyerek kahkahalar atarlar… Yüzlerindeki gülümsemenin adıdır Schadenfreude.

Otomatik Düşünceler

Bu konunun psikolojik boyutunu incelemeden önce düşünce içeriklerini, özellikle “Otomatik Düşünceleri” incelemek aydınlatıcı olacaktır. 

Bilişsel Davranışçı Terapi alanında kullanılan bir kavram olan “Otomatik Düşünceler” ifadesi, tetikleyici nitelikteki bir olaya veya duruma karşı yanıt olarak (refleks şeklinde, aniden, istemsizce ve hazır halde) ortaya çıkan, kişinin zihninde oluşan görüntüleri, reklam yayını gibi hızlıca aklından geçen düşünceleri tanımlar.

Kimi zaman insanlar kendilerini “herhangi belirli bir nedeni yokken” depresif, melankolik, değersiz, suçlu, kızgın ya da çok sevinçli (öforik) hisseder ancak kişiye neden böyle hissettiğini sorduğunuzda herhangi bir cevap veremez, “sadece öyle hissediyorum, bilmem, işte öyle” şeklinde cevaplar duyarız — zihin boştur bu soru-cevap anlarında. 

Böyle zamanlarda, nahoş duygularımızın arkasındaki sebep, otomatik bir düşünce olarak adlandıracağımız stresli bir düşünce olabilir. Özellikle, endişe gibi gerçekten güçlü duygular hissettiğimizde, bu hissin arkasındaki belirli düşünceyi tanımlamak çok zor olabilir. Bu, düşünce kişiye çok tanıdık gelebilir bir nevi iç-ses gibi. Düşünce, kişiliğin bir parçası gibi daha tanıdık, daha kabul gördükçe, daha otomatiktir ve düşünce ne kadar otomatik olursa, onu tespit etmek o kadar zordur.

Bir anda birçok düşüncemiz olabilir. Bununla birlikte, güçlü duygularımızla en çok ilişkili olanlar otomatik düşüncelerdir. Bunlara “Sıcak Düşünceler” de denir . Daha çok yorum gibi gelen düşüncelerdir bunlar. 

Birkaç örnek:

“Sınavı geçemeyeceğim.”   Buradaki duygu kaygıdır ve otomatik düşünce, gelecekte ne olacağını tahmin  eden bir yorumdur .

“O kurabiyeyi yememeliydim.”  Buradaki duygu suçluluktur ve otomatik düşünce geçmişte yapılanlar hakkında bir yorumdur.

“Daha sevgi dolu olmalı.”  Buradaki duygu öfkedir ve otomatik düşünce, başkasının davranışları hakkında bir yorumdur.

“Ben hiçbir şey yapamam!”  Burada ise kişi kendisini depresyonda hissediyor ve kendi yetenekleri hakkında yorum yapıyor.

Otomatik Düşüncelerin Hayatımız için Sağlıklı mı Sağlıksız mı Olduğunu Nasıl Anlayabiliriz

“Yukarıdaki örneklerde görebileceğiniz gibi, sıcak düşünceler güçlü duygular yaratır. Bir düşünce güçlü bir duygu ile bağlantılı değilse veya işleyişimizi etkilemiyorsa, o düşünce üzerinde çalışmamıza gerek yoktur.

İşte ayrımın nasıl yapılacağını gösteren bir örnek :

Bir baba olan Chris , “Çocukları saat 17: 00’de okuldan almam gerekiyor. “ İşyerinde bazı raporları okurken. Bu düşünceye sahip ve sonra çalışmaya devam ediyor. Güçlü bir his yok, işini etkileyecek hiçbir şey yok. Aslında burada, çocukları saat 17: 00’de alacağını kendisine hatırlatması işlevsel çünkü çocukları doğru zamanda alması onun için önemli. 

Jack, bir baba olarak kendini şöyle düşünürken bulur: “Çocukları saat 17: 00’de okuldan almam gerekiyor. “ İş yerinde bazı raporları okurken. Endişeli hissetmeye başlar. Sonra, “Ya zamanında orada olamazsam?” Diye düşünür. “Ya beni orada soğukta beklemek zorunda kalırlarsa. Ah, hastalanacaklar. Zamanında orada olmalıyım. Erken ayrılsam iyi olur.” Jack, kendisini endişeli hissediyor ve işine devam edemiyor. Burada durum Jack’in işleyişini etkiler. Zamanında okulda olabilir, ancak bu düşünceye inanmak, işi ve kariyeri ile ilgili hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmuyor.” 

“Schadenfreude: Başkasının Talihsizliğinden Duyulan Keyif”, adlı kitapta bu duygunun birçok farklı çeşidini inceleyebilir, tarihten, günlük yaşamdan birçok örnekle ve felsefi bakış açılarından bu duyguyu inceleyebilirsiniz. 

Tiffany Watt Smith‘in Schadenfreude duygusunu farklı bakış açılarıyla, felsefi ve psikolojik irdelemelerle ele aldığı kitabı

Nietzsche’ye göre Schadenfreude

“Alman filozof Friedrich Nietzsche tarafından kaleme alınmış olan Ahlakın Soykütüğü isimli eser, batı felsefesinin en karanlık, en karamsar çalışmaları arasında yer alır. Ahlakın Soykütüğü’nden tek bir fikir kalacak olsa o da Nietzsche’nin “kin” veya “hınç” kelimesinin Fransızcası olan “Ressentiment” (Örneğin: Gelinin kaynanasına karşı çıkamamasından, duygularını ve öfkesini dile getirememesinden dolayı hissettiği duygular şeklinde somutlaştırılabilir.) olarak adlandırdığı fenomen ve Schadenfreude’nın bunda oynadığı rol olurdu. 

Nietzsche, canımız yandığında veya küçük düştüğümüzde doğal tepkimizin karşı koymak olduğunu söyler. Fakat bünyeleri itibariyle ya da koşullar gereği insanlar kendilerini savunamadıklarında — muhtemelen fiziksel zayıflık, doğrudan bir misilleme korkusu ya da bir patron veya ebeveyn söz konusu olduğunda saldırgana bağımlı olmaları nedeniyle — öfkenin gizli bir düşmanlık halinde bastırıldığı düşünülür. Muhtemelen bağışlayıcı, sabırlı ya da sadık davranma erdemi gösterdiğimize inanarak oturup bekleriz, fakat aslında nafile intikam fantezilerini besleye besleye çok daha hırçın, kindar hale gelir, öç alabildiğimiz küçük doyum anlarını kaçırmamak için hazırda bekleriz. Hınçla kendini yiyip bitiren kişi için Nietzsche, “Ruhu şaşı bakar, zihni saklı yerleri, gizli yolları, arka kapıları sever” diye yazar. Schadenfreude hiçbir risk olmadan misilleme duygusu veren böyle bir sinsi stratejidir; “İktidarsızın intikamı”dır. Nietzsche’nin kaleminde Schadenfreude, zayıf ve yüreksiz, atıl ve güçsüz, engelli ve cılız bir duyguyla ilişkili hale gelir. Nietzsche’ye göre, boş avuntularına ve yapay iktidar hissine muhtaç oldukları için buna en eğilimli olanlar kadınlar ve diğer mazlumlardı.”

Schadenfreude Üzerine

Başkasının acısından duyulan haz ve sevinç duygu, insanlığın çok eski dönemlerinden beri var olan bir duygudur. Bazı bakış açılarına göre bu duygu aşağılık, bazı bakış açılarına göre ise gayet doğal ve insani bir duygudur şeklinde yorumlanır. Bana göre ise bu duygunun kökeni incelenmelidir bu da demektir ki bu duygunun manası kişiden kişiye göre değişir. Kimi Schadenfreude duygusu derin bir haset ve kıskançlık taşıyabilir iken, kimi zaman istemsiz bir haz ve sevinç ortaya çıkabilir. Bu noktada insan fazlasıyla etkilenen bir varlık olduğu için birisinin başarısızlığından mutlu olmaktan önce neden başarısız olduğunu sorgulaması, bunun nedenlerini incelemesi çok daha sağlıklı olacaktır. Çünkü Schadenfreude duygusu istemsizce tüyleri ürperten maskeli bir kahkahadır. İstemsiz oluşu bu duyguyu daha gizemli; aynı zamanda daha ilkel bir duygu haline getiriyor. 

İstemsiz, bir anlamda bilinçaltından gelen bir his diye de yorumlayabileceğimiz bu duygunun muhakkak kökenleri vardır. (Bu duygu bir anlamda Evrimsel bir duygu şeklinde de incelenebilir, Bir insanın başarısızlığı bir anlamda potansiyel bir rakibin saf dışı kalması şeklinde de yorumlanabilir).

Kişi hangi travmalardan sonra, hayatındaki hangi kırılmalardan sonra bir daha “mutlu ve başarılı” olamayacağına inandı da başkasının kendisinden daha kötü duruma düşmesine sevinir hale geldi bunu iyi incelemek gerekir. İstemsiz bir duygu olduğu için bunu hissettiği için kişi kendini suçlamak yerine daha farklı düşünürse bu duygunun neden ortaya çıktığını, bu duyguyu hissedince kendini samimiyetsiz mi bulduğu gibi soruları ve önemli noktaları daha farklı düşünebilir. 

Kaynakça

1-Automatic Thoughts

2-5 Worksheets for Challenging Negative Automatic

3-Negative Automatic Thoughts and Social Anxiety

4-Automatic Thoughts: What are They and How can We Identify Them?

5-Otomatik Düşünceler Nedir?

6-Eduardo Zamacois y Zabala- Returning to the Monastery


WhatsApp Mesajı
1
Psikolog D. Kenan Akyol
Merhaba, psikolojik danışmanlık bilgi ve randevu talepleriniz için Whatsapp üzerinden mesaj bırakmanız yeterlidir. En kısa sürede size dönüş yapılacaktır.