Trikotilomani’nin psikolojik incelemesini yapmadan önce saç, kıl, tüy gibi insan vücudunun bir uzantısı olan şeylerin kültürde ve duyguları, düşünceleri yansıtmada ne kadar sık kullanıldığını hatırlamak yerinde olacaktır. “Kıl oldum, kıl adam, burnundan kıl aldırmaz, saçı uzun aklı kısa, saçlarını süpürge etmek, saçına (yaşına başına bakmadan şeklinde de kullanılır.) başına bakmadan, saç sakal ağartmak ve kıl çekmek” başta olmak üzere saç ve kıl kavramları duyguları, düşünceleri ifade etmek için sayısız şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca saç, sakal gibi vücudun bir uzantısı olan şeyler insan psikolojisi ve duyguları üzerinde çok etkilidir. Antropolojik incelemelere göre ilkel dönemlerde bir insanı aşağılamanın yollarından biri cezalandırılacak olan kişinin saçlarının kazıtılmasıdır. İlkel dönemlerde kadınların saçlarının sıklıkla kazındığı uygulamaları sıklıkla görülür. Ayrıca dünya savaşları dönemlerinde esir kamplarındaki kişilerin de saçları sıklıkla kazınır. Detaylı incelendiğinde saç konusunun toplumdan topluma değişiklikler gösterse de temelde insan psikolojisi açısından çok büyük ve önemli bir unsur olduğu anlaşılacaktır. Kişinin saçlarının veya sakallarının beyazlamaya başladığı dönemler kişinin iç dünyasında çok farklı sorgulamaların fitilini ateşleyen beyaz kıvılcımlar olabilmektedir. Tüm bunların ışığında saçların veya sakal gibi şeylerin bir kıldan çok daha fazlası olduğu, insan psikolojisini etkileyen önemli unsurlardan biri olduğunu bilmek makalenin psikolojik boyutlarını anlamak açısından oldukça aydınlatıcı olacaktır.
Trikotilomani Nedir?
Trikotilomani yani saç/kıl koparma ve yolma hastalığı olarak bilinen bir davranış bozukluğudur. Toplumumuzda sık sık haberlerde “midesinden bir yumak saç çıktı” haberleriyle gündeme gelse de Trikotilomani saç yutma hastalığı değildir. Trikotilomani kişinin kaşları, sakalları, saçları hatta kimi zaman kirpiklerini yolması ile sonuçlanan bir davranış bozukluğudur. Kişi iç dünyasında her ne kadar saçlarını veya kaşlarını yolmaması gerektiğini bilse de bir türlü bu dürtüye karşı koyamaz ve genellikle saçlarını ve kaşlarını yoldukça bir rahatlama ve haz hisseder. Trikotilomanisi olan kişi saçlarını yolmadan önce büyük bir gerginlik yaşar ve saçını veya kaşlarını yolduktan sonra ciddi anlamda bir rahatlama ve gevşeme hissi yaşar. Dürtüsel bir bozukluk olarak da değerlendirilen Trikotilomani’de kişi tıpkı obsesif kompulsif bozukluklarda olduğu gibi yaptığı şeyin her ne kadar mantıksız, yanlış olduğunu düşünse ve saçlarını veya kaşlarını yolduktan sonra pişmanlık, suçluluk hislerini yoğun olarak yaşasa da bu durum önüne pek geçemez ve saçlarını/kaşlarını koparmaktan kendini alıkoyamaz.
Stres altındaki dönemlerde saç koparma/yolma davranışının arttığı ayrıca erkek ve kadınlarda görülme sıklığı anlamında %90’a yakın bir oranda kadınlarda çok daha sık görülmektedir. Trikotilomani problemi yaşayan kişiler sosyal hayatlarında bu durumdan dolayı büyük sorun yaşayabilir kimi zaman bu baskıdan kurtulmak yalan söyleyebilirler. Çünkü kişi elinde olmayan bir şekilde takıntı şeklinde tabir edebileceğimiz bir durumdan muzdariptir ve kafa derisinde saçların olmadığı boşluklar, kaşlarında veya sakallarında boşlukların, dökülmelerin olması kişilerin “saçlarına ne oldu, kaşlarına ne oldu” gibi birçok soruya maruz kalmalarına neden olmaktadır. Bu soruyu cevaplama sırasında ise kişiler çok daha büyük stres yaşamaktadır. Bu noktada trikotilomani sorunu yaşayan kişilere yaklaşım olarak unutulmaması gereken bir nokta vardır. Yapılan çalışmalar ve bilimsel deneylere göre kişiler yüksek oranda yaşadıkları strese oranla saçlarını koparma ve yolma davranışı sergilemektedir. Yani bu sorunu yaşayan kişilerin stres seviyesinin artması bu sorunu, yaşadıkları takıntılı duruma daha fazla saplanıp kısır döngü içinde kalmalarına neden olabilir. Bu noktada özellikle ergenlik döneminde gençlerin bedensel kaygılarının çok arttığı bir dönem olmasından dolayı daha hassas yaklaşılması çok daha sağlıklı olacaktır.
Trikotilomani Belirtileri ve Semptomları
- Kişinin saç, kirpik, kaş başta olmak üzere vücudundaki kıl veya tüyleri koparması
- Trikotilomani takıntılı bir durum olduğu için kişi içindeki bu dürtüye karşı koymaya çalıştığında ( eli her kaşına veya saçına gittiğinde ) gerginlik ve stres yaşaması, bu davranışı yapmamak için çok büyük gerilim yaşaması.
- Vücudundaki kıl veya tüyleri kopardıktan sonra kişinin daha bir gevşemiş, rahatlamış, üzerindeki baskıdan arınmış gibi hissetmesi
- Kişinin kaşlarında, kafa derisinde genel olarak kılları kopardığı bölgelerde boşluklar olması
- Kişinin saç koparma davranışı her ne kadar genel anlamda kıl yolma şeklinde görünse de kimi zaman seçtiği kılların belli özellikleri vardır. Örneğin kısa olanları özellikle koparması, eğreti duran, kendisinin estetik olduğunu düşünmediği kılları koparabilir ve bu kıl yolma davranışı sırasında bazı ritüeller oluşturabilir.
- Kişinin vücudundan kopardığı kıl veya tüyleri dudaklarına veya yüzüne sürmesi
- Kişinin saç yolma sorunundan dolayı gündelik hayatında sorunların ortaya çıkması
- Kişinin tüylerini yolmadan önce bunu engellemeye çalışması ancak her seferinde tekrar tekrar yapması
Trikotilomani davranışı iki farklı şekilde de gözlemlenebilir.
1- Farkında olarak: Kişi içinde bulunduğu yoğun kaygılı veya stresli durumdan kurtulmak veya bu baskıyı azaltmak için bilinçli bir şekilde saçlarını koparır. Kimi zaman ise içindeki saç koparma dürtüsünün gidermek için saçlarını veya vücudundaki kılları koparabilir.
2- Farkında olmayarak: Kimi zaman insanlar dikkatleri belli bir konuya odaklandığı zaman farkında olmayarak ( otomatik pilot modu gibi ) farkında olmadan vücutlarındaki tüyleri veya kılları koparabilirler.
Trikotilomani ve Duygular
Trikotilomani probleminin nedeni henüz tam olarak belirlenememiş olsa da genetik aktarımın yüksek payı olduğunu belirten çalışmalar mevcuttur. Trikotilomani’nin hem genetik hem de çevresel etkenlerin bir sentezi olan bir bozukluk olduğu genel fikirdir.
Anne veya babasında trikotilomani sorunu olan bireylerde saç, kıl koparma davranışının daha sık gözlemlendiği ve ortaya çıktığı bulgulanmıştır. Genelde insanlar duyguları ve düşünceleri birbirinden ayrı dünyalar şeklinde algılama eğilimindedir ancak duygu ve düşüncelerin beyindeki süreçleri incelendiğinde çok da ayrı ( kalp/duygu – düşünce/akıl ) olmadığı anlaşılacaktır. Daha önceki makalelerimde Biriktirme Hastalığı ( Diyojen Sendromu ) ile ilgili bilgi verirken “kişinin içindeki yalnızlığı çağrıştıran boş duvar ve odaları eşyalarla doldurma, içindeki yalnızlığı gidermeye yönelik” davranışlar sergilediğini detaylı analiz etmiştim. Trikotilomani de aynı şekilde yoğun duygularla başa çıkma yöntemlerinden biri olabilir. Örneğin kişi çok yalnız hissettiğinde ( odasında yalnız kaldığında, akşam yemeği için sofraya yalnız oturduğunda ), çok gergin bir bekleyiş içerisinde olduğunda ( telefondan bir haber bekliyor olma hali ), kişinin iç dünyasında yaşadığı bunalımlar, geçmiş yaşantıdan kaynaklanan olayların yarattığı baskı neticesinde hissettiği endişe hali ile başa çıkmanın “sağlıklı” olmayan bir yoludur, çünkü kişi burada kendisine zarar verir.
Bu durumları yani sağlıklı olarak değerlendirilmeyen davranışları analizlerim sonucunda kişilerin bu davranışlarının psikolojisiyle ilgili gözlemlerimi bir metafor ile aktarmak istiyorum. Örneğin kişiler televizyon izlerken veya bir video izlerken hoşlarına gitmeyen bir şeyle karşılaştıklarında hemen o kanalı veya videoyu değiştirir, diğer kanala veya videoya geçerler bu uzun bir süre devam eder ta ki aradıkları, ilgilerini çekecek olan şeyi bulduklarında bekleyişe geçerler ve o davranışı sürdürürler.Trikotiloman bozukluğunda ise kişi o an baskın olan duygu ve düşüncelerini anlatmış olduğum metafordaki gibi saçlarını veya kıllarını kopararak değiştirir. Önce canını acıtan birşey yapar ardından da aklındaki düşünceler ve hissettiği duyguları unutturduğu için rahatlama ve haz yaşar. Yaşadığı haz duygusu ve o bir saniyelik de olsa o düşünceden uzaklaştırdığı için saçlarını veya kıllarını koparmaya devam eder. Bu yüzden trikotilomani detaylı ele alınmadığı sürece genelde uzun sürer. Kimi zaman kendiliğinden ortadan kalkabilirken yine tekrar ortaya çıkabilir. Ayrıca görülme sıklığı kadınlarda daha çok olan Trikotilomani kadınların menstürasyon ( Regl ) dönemlerinde hormon değişikliklerinden dolayı daha şiddetli bir hale gelebilmektedir.
Trikotilomani Olgu Sunumu
Trikotilomani Sorunu yaşayan bir kişiye dair hazırlanmış olan incelemeyi okumak için aşağıda paylaşmış olduğum link’e tıklayabilirsiniz.
— “Trikotilomani, Cilt Yolma Bozukluğu ve Patolojik İnternet Kullanımı Olan Bir Olgu”
Saç Temasının Olduğu Yerler
- Arabesk müziklerde kederli, üzüntülü kimi zaman terk edilmiş kadın imgesini oluşturmak için elleri saçlarında bir kadın resmedilir.
- Keder, yas, depresyon çağrışımı içeren müzik ve filmlerde kişi elleriyle saçlarını sımsıkı tutar, koparırcasına.
- Aynı şekilde birçok terk edilmişlik teması olan müzikte saç odak noktasıdır. Hatta bir şarkıda saçlarını yol getir şeklinde bir bölüm vardır. “Tabip sen elleme benim yaramı, beni bu dertlere sokanı getir, git ara bul getir, saçlarını yol getir.”
- “Sarı saçlarını deli gönlüme, bağlamışım çözülmüyor Mihriban”
Trikotilomani Ne Zaman Ortaya Çıkar?
- Trikotilomani yani saç, kıl koparma hastalığı genelde “10 ile 13 yaşları arasında” ergenlik döneminin başladığı dönemde ya da ergenliğin ilk dönemlerinde oraya çıkar. Ayrıca ailede daha önce trikotilomani hastalığına sahip bireylerin varlığı genetik aktarımdan dolayı trikotilomani başlangıcı için risk faktörü olabilmektedir.
- Kimi zaman Türkiye’de de sık sık görülebilen bebeklerin kendi saçlarını çekmesi hatta bu ve kendi yüzlerini çizmemeleri için bebeklere eldiven giydirildiği bilinir. Ancak bebeklik dönemindeki saç çekme davranışı herhangi bir tedavi gerektirmeksizin kendiliğinden geçer.
- Psikiyatride aynı anda görülen, birbirine eşlik eden bozuklukları ifade etmek için kullanılan “komorbit” durumunu Trikotilomani’de de görebiliriz. Trikotilomani problemi yaşayan bireylerde diğer psikiyatrik bozukluklardan olan Obsesif Kompulsif Bozukluk, Kaygı Bozuklukları, Depresyon gibi başka bozukluklar da aynı anda görülebilir.
Yüksek stresli durumlar, yüksek kaygı ve gerginliğin hatta travmanın yaşandığı durumlar, uzun süreli kronik stresin oluştuğu durumlar ( Travma Sonrası Stres Bozukluğu gibi ) trikotilomaninin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Trikotilomani Kaynaklı Yaşam Kalitesinde Ortaya Çıkabilecek Problemler
- İçsel Huzursuzluk: Toplumumuzda sıkça görülen ( tırnaklarını yeme, kaşlarına ne oldu, saçlarında kel ortaya çıkmış gibi ) kişiyi utandıran, kişiyi anlamaktan ziyade kişiyi yargılayan konuşmalar trikotilomani sorunu yaşayan bireylerde yoğun utanç, aşağılanma, değersiz hissetme, ilişkili olarak dışlanma gibi duygular ortaya çıkabilir. Kişinin toplumda, ailede maruz kaldığı olumsuz ve yıpratıcı davranışlar kişinin özsaygısını azaltabilir. Bunun sonucunda da toplumda tipik olarak gözlemlediği stresle baş etme mekanizmalarını ( A: “Bugün canım çok sıkkın.” B: “Hadi gel bugün dışarıda kafaları bulalım, iki tek atalım.” ) uygulayabilir: Alkol ve uyuşturucu kullanımı, anksiyete, depresyon gibi durumlar ortaya çıkabilir.
- Çalışma Ortamları: Kişi saç ve kıl yolma probleminden dolayı saçının belli bölgelerinde veya kaşlarında dışarıdan belli olacak şekilde dökülmeler ortaya çıkabilir. Bu yüzden peruk, takma kirpik gibi materyaller kullanabilir. Kişilerle yakın mesafeye gelirse insanların saçları ve kaşları hakkında birşey söyleyeceği tedirginliğinden dolayı insanlarla bir araya gelmek istemeyebilir ve etkinlik davetlerini, dışarıda arkadaşlarla buluşma gibi faaliyetleri farklı gerekçelerle reddedebilir.
- Saç Dökülmeleri: Trikotilomani’nin fiziki anlamdaki en büyük risklerinden biri olan: sürekli kıl veya saç koparmadan kaynaklı, koparılan bölgede saçların bir daha uzamaması, tahriş olmadan dolayı cilt enfeksiyonları, yara izlerine benzer izler oraya çıkabilir.
- Trikobezoar: Trikotilomani sıklıkla saç veya kıl yeme hastalığı olan “Trikobezoar” ile karıştırılır. Trikotilomani sorunu yaşayan bireylerin hepsinde saç veya kıl tüketme ortaya çıkmaz ve görülmez. Ancak kişinin saç veya kılları tüketmesi uzun sürede iç organlarda birçok hastalığın ortaya çıkmasına, bağırsak hastalıklarına ve çok daha ciddi, kişinin yaşamı açısından riskli durumların ortaya çıkmasına neden olabilir.