Bir Sanatçının Psiko-Biyografisi: Erik Satie

Konu Başlıkları

Müzik, duyguların ifade edildiği adeta Biyokimyasal/Hormonal mekanizmaları etkileyebilecek düzeyde güçlü semboller olarak değerlendirilebilir. Üzgün, mutlu, kızgın, melankolik duygular dinlediğiniz müzikleri belirleyen perde arkasındaki şeylerden bazılarıdır. Dönem dönem değişen müzik zevkiniz, dinlediğiniz müziklerin değişmesi o dönemdeki duygularınızla, dünyayı yaşamı algılayışınızla ilgili çok sıkı bağlar içeriyor olabilir. 

Bu yazıda takıntıların, daha kapsamlı anlamda kişinin duygularının, içinde bulunduğu psikolojinin tarihe damgasını vurmuş bir bestecinin yaşamına, yaptığı müzikten, beslenme tarzına hatta ilişkisine kadar hangi düzeyde etkilediğini, Arka Plan/Fon müziğini ortaya çıkaran kişi olan ayrıca 840 kere aynı notanın tekrarlayarak (takıntı genelde tekrarlamayla ilişkili olduğu için 840 notanın tekrar çalınmasını tahayyül edebilirsiniz..) çalınmasından oluşan besteye imza atan, sadece beyaz renkli besinler tüketen ve yanında her zaman bir çekiç taşıyan ( Çocukluk döneminde Anne/Baba kaybı durumunda sık gözlemlenen özgüven sorunları, korunma ihtiyacı, savunmasız hissetme gibi nedenlerden dolayı özellikle “Çekiç”  seçiminin (çünkü çekiç hem yıkıcıdır hem yaratıcıdır, çekiçle bir ev de inşa edebilirsiniz, bir evi yıkadabilirsiniz) baba figürü ile ilişkili olduğunu düşünüyorum.). 

Ayrıca yaşamının erken dönemlerinden itibaren yalnız bir çocuk olması yaşam/ölüm konusunda kaygılarının henüz çok erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden olabileceği gibi yemek konusundaki keskin sınırlarından biri olan: “İyi bir iştahım var ama kendimi boğmaktan korktuğum için yemek yerken asla konuşmam.” şeklinde belirttiği ölümü sürekli yakınında hissetmesini daha iyi anlayabiliriz. 

Erik Satienin Yaşamı

17 Mayıs 1866 yılında Normandiya’da doğan Erik Satie henüz 6 yaşındayken annesini kaybeder. Henüz küçük yaşlarda anneyi kaybetmek ciddi bir travma, belki de etkileri bir ömür sürebilecek bir yas kaynağı olabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Annesinin ölüm haberi sonrasında Erik Satie büyükanne ve büyükbabasının evine yerleşir. Müzikle ilk temas ettiği yerlerden biri olan bu evde yaklaşık 12 yaşına kadar müzik eğitimi alır. 6 yıllık aradan sonra piyano öğretmeni ile evlenen babasıyla tekrar bir araya gelir Satie. İkinci ayrılık da çok uzun sürmeyecektir. Bu sefer 13 yaşında dönemin en ünlü konservatuarlarından biri olan Paris Konservatuarında eğitim görmeye başlar. Ancak burada müzik öğretmenlerinin ciddi muhalefetiyle karşılaşır. Öğretmenler gelecekte dünyanın en çok dinlenecek olan bestecilerinden biri olan Erik Satie’nin müzik tarzını hiç beğenmedi ve oldukça travmatik bir çocukluk geçirdiğini söyleyebileceğimiz bir sanatçı olan Erik Satie için öğretmenleri “Konservatuardaki En Tembel ve Değersiz Öğrenci” olduğunu sık sık dile getirdiler. Bunu hali hazırda annesini erken kaybederek yalnızlık hislerini derinden yaşayan bir çocuk olan Satie, daha sonra 6-7 yıl da babasından ayrı kalarak aile sıcaklığını neredeyse yaşamamış tüm bunların üzerine ise okulda maruz kaldığı dışlanma, yalnızlığa terk edilmek, anlaşılamamak eğitim hayatında geçim zorlukları ile beraber birçok sorun yaşamasına neden olacaktı. Her şeye rağmen konservatuardan mezun olmaktan asla vazgeçmeyen Erik Satie 41 yaşında sınıf birincisi olarak konservatuardan mezun olmayı başaracaktır. 

Yapılan bilimsel çalışmalara göre Anne ve/veya Baba’dan ayrı yaşayan çocukların alkol ve benzeri bağımlılık yapıcı zararlı alışkanlıklar geliştirme oranının ailesiyle yaşayan çocuklara göre kat be kat fazla olduğunu da ekleyerek yaşamı boyunca ciddi anlamda alkol tüketen Erik Satie’nin 59 yaşında Karaciğer Sirozu nedeniyle yaşamını yitirir. 

Erik Satie’nin Beslenme Alışkanlıkları/Takıntıları “Tek besin kaynağım beyaz olan yiyecekler: yumurta, şeker, kemik kırığı, ölü hayvanların yağı, dana eti, tuz, hindistancevizi, beyaz suda pişirilmiş tavuk, küflü meyve, pirinç, şalgam, kafurda sosis, hamur işi, peynir. (beyaz çeşitler), pamuk salatası ve bazı balık türleri (derisiz). Şarabımı kaynatıp Fuşya’nın suyuyla karıştırarak soğuk içiyorum. İyi bir iştahım var ama kendimi boğmaktan korktuğum için yemek yerken asla konuşmam.”

 Bir Hafıza Kaybının Anıları — 1912

Referans: Erik Satie Biography

Composer Erik Satie

WhatsApp Mesajı
1
Psikolog D. Kenan Akyol
Merhaba, psikolojik danışmanlık bilgi ve randevu talepleriniz için Whatsapp üzerinden mesaj bırakmanız yeterlidir. En kısa sürede size dönüş yapılacaktır.