Uyku genel anlamıyla tek bir kavram gibi görünse de aslında bir süreçtir. Uyku hijyeninden yastık seçimlerine, odanın dekorasyonundan o gün yaşananlara kadar uyku çok canlı bir süreçtir. Karanlık bir kuyuyla konuşmak gibidir. Gün içinde ona söylediklerimiz, verdiklerimiz gece karşımıza çıkar. Tıpkı birçok insanın aslında kendisiyle en çok baş başa kaldığı zamanın uyku olması gibi. Uyku öncesi düşünceler tam olarak aslında yaşamın, yaşadığımız durumların yarattığı gürültü içerisinde duymazdan geldiğimiz sesimizi en çok duyabildiğimiz nadir anlardan birisidir. Böyle olunca gündelik yaşamın kaosunda ve yaşananların da etkisiyle kendisinden, duygularından, üstünü örttüğü konulardan tutun, virgül konmuş ve tamamlanmayı bekleyen konuşmalara kadar birçok şey uyku öncesinde tekrar karşımıza çıkar.
Tıpkı S. Freud’un ““İfade edilmemiş duygular asla ölmez. Diri diri gömülürler ve daha sonra daha çirkin şekillerde ortaya çıkarlar.” sözünde olduğu gibi ifade edilmemiş duygular ve sözler gece uykuyu kaçıran kabuslar şeklinde kişinin uykusunu sürekli bölen ışığı açınca ortadan kaybolan ve görünmeyen, ışığı kapatınca ise tekrar ortaya çıkıp huzursuzluk yaratan sivrisineğin yarattığı etkiye çok benzer.
Bu noktada uyumadan önce aklınıza gelen düşünceler her ne kadar sizleri huzursuz etmeye devam etse de aslında bunları sorunların çözümüne götüren anahtar olarak da görmek mümkün. Ekmek kırıntısı taşıyan karıncayı takip ederek yuvasını bulmak gibi sorunların, uyku öncesi özellikle “uykuyu kaçıran, huzursuzluk yaratan ve susturmaya çalıştığımız iç sesimizi” dinlemenin bizi sorunların kaynağına götürebilecek bir fırsat olduğunu keşfetmemiz gibi.
Uyumadan önce zihnimizi çepeçevre saran seslerle (Aslında bu seslerin her biri kişiliğimizin birer parçası gibidir.) olan iletişimimizi anlamak kendimizle olan ilişkimizi iyileştirmeye katkı sağlayabilir. Kendimizle olan iletişimi anlayabilmek için bu düşünceleri not etmek, aslında bunların “Ruminatif” bir içeriğe çok benzediğini (Ruminasyon geviş getirmek anlamlarına gelir, psikolojik anlamda insanın geceleri sürekli aynı şeyleri düşünmesini de zihinsel ruminasyon şeklinde düşünebiliriz çünkü insanın düşündüğü şeylerin ortak noktalarından biri aslında “sindiremediği, kişiliğiyle bütünleşmeyen, uyumlu olmayan” yaşantılar olmasıdır.) görmek ve bunlar üzerine düşündükçe geçmişte aşamadığınız konuları keşfetmeniz huzurlu bir uykuya ve kişinin kendisiyle olan iletişimini ve ilişkisini iyileştirmenin önemli anahtarlarından biri olabilir.
Referans: Salvador-Dali-Sleep-Art-Painting