İsimler ve Ailenin Psikolojiye Etkileri – Beethoven

Konu Başlıkları

İsim verme süreci tarihin ilk dönemlerinden bu yana hep bir ritüel halinde süregelmiştir. Örneğin islam inancında yenidoğan’ın kulağına ezan ve kamet okumak ayrıca bebeğin başına su veya hurma suyu sürmek, hristiyan inancında bebeğin vaftiz edilmesi sırasında başına hafifçe su dökülmesi gibi birçok inanç ve kültürde özel bir gelenek ve ritüel ile isim verme işlemi gerçekleştirilir. Elbette tarihin eski dönemlerinden bu yana isim verme ritüellerinin korunması, günümüzde de devam etmesi isimlerin psikolojik anlamda boyutlarının olabileceği ile ilgili bizlere önemli ipuçları veriyor. Benzer şekilde Türkiye’de de çocuklara büyükanne ve büyükbabaların isimlerinin verilmesi çok yaygın bir gelenek. Son yıllarda çocuklara farklı ve yeni isimlerin verilmesini de göz önünde bulundurduğumuzda isim verme konusunun önemi daha da anlamlı hale geliyor. 

Bu yazıda ise isim konusunu Ludwig von Beethoven’ın yaşam öyküsünden anektodlarla ele alıyor olacağım. 

Beethoven’ın ailesini incelediğimizde dedesinin çok saygın bir müzisyen olduğunu görüyoruz, dedesinin ismini taşıyan Beethoven da zamanı aşan büyük bir sanatçı oldu. Türkiye’deki isim verme geleneğini incelediğimizde büyükanne ve büyükbabasının isimlerini taşıyan çocukların da onlar gibi saygın ve çok değerli insanlar olmaları inancı bulunur. Bu nedenle çocuklara verdiğimiz isimler bir anlamda onlar henüz dünyaya gözlerini yeni açmışken bir misyonu taşımaları konusunda bir beklenti oluşturmuş oluyoruz. Bu konu bir anlamda aileden miras alınan geleneklerin karakter gelişimindeki rolünü, yaşamına etkilerini daha iyi anlamamızı sağlayabilir. 

Beethoven’ın babası çok hırslı bir adamdı ancak birçok konudaki girişimleri hep yetersiz kaldı, gençlik döneminde Beethoven’ın annesi olan Maria Magdelena ile tanıştı. Bu evliliği Beethoven’ın babası sıcak karşılamıyordu. Çünkü Maria Magdelena’yı kendi sözleriyle “oğlundan aşağıda” denk olmayan bir düzeyde görüyordu. Bu sıralar Maria Magdelena ise yaşamının sonuna dek ona eşlik edecek kronik bir depresyon yaşıyordu diyebiliriz. Çünkü Magdelena, Beethoven’ın babasıyla evlenmeden önce ilk evliliğini 16 yaşında yapmış ve henüz 18 yaşına geldiğinde eşini ve tek çocuğunu kaybetmiş bir kadındı ve bu kaybın üzüntüsünü ve yasını yaşamaya devam ediyordu. Yeni evliliğinde de ilk çocuğunu kaybetmek Maria Magdelena için büyük bir travma olmuştu bir anlamda sanki hayatındaki trajediler tekrar ediyor gibiydi. Tüm bunlara eşinin alkol ve öfke, saldırganlık sorunları da eklenince hayat dayanılmaz bir düzeydeydi Maria Magdalena için. Bu arada ilginç bir detay daha öne çıkıyor. Maria Magdelena, Hz.İsa’nın annesinin adı aslında. Bu detayı da düşündüğümüzde Beethoven’ın ailesinin isimler konusunda ne kadar eşsiz bir anlama sahip olduğunu anlayabiliriz. 

Yaşamının zorlu dönemlerinde Beethoven’ın annesi Maria Magdalena’nın komşusunaEğer iyi tavsiyemi istiyorsanız, bekar kalın. O zaman yaşayabileceğiniz en iyi, en huzurlu, en güzel, en keyifli hayata sahip olacaksınız. Çünkü evlilik önce biraz mutluluk, sonra zincirleme acılar olur. Ve sen henüz çok gençsin…

Elbette zorlu şartlar, alkol sorunlarının olduğu, maddi anlamda sorunların yoğun olduğu bir evde yaşayan ve sağlık sorunları nedeniyle yaşamına erken veda eden Maria Magdalena’nın sözleri fazlasıyla isyan ve haklılık içeriyor. 

Beethoven’ın annesini kaybettikten sonraki sözleri: “O benim için çok iyi, nazik bir anneydi ve gerçekten de en iyi arkadaşımdı. Ah! Annemin tatlı adını hâlâ söyleyebildiğimde ve bu ses duyulup yanıtlandığında benden daha mutlu kim vardı; Peki bunu şimdi kime söyleyebilirim?”

WhatsApp Mesajı
1
Psikolog D. Kenan Akyol
Merhaba, psikolojik danışmanlık bilgi ve randevu talepleriniz için Whatsapp üzerinden mesaj bırakmanız yeterlidir. En kısa sürede size dönüş yapılacaktır.